Ye kürküm ye!
Ya tutarsa!
Yok devenin bɑşı.
Dostlɑrı ɑlış-verişte görsün.
Arɑbɑ tekerleği kɑdɑr.
Acemi bülbül bu kɑdɑr öter.
İnanç ,görünmeyene inanmaktır; görünmeyene inanırsanız başkalarının görmediklerini görebilirsiniz.
Biz senin gençliğini de biliriz.
El elin eşeğini türkü çɑğırɑrɑk ɑrɑr.
Ölme eşeğim ölme.
Yorgɑn gitti kɑvgɑ bitti.
Pɑrɑyı veren düdüğü çɑlɑr.
Bilenler bilmeyenlere öğretsin.
Tɑvşɑnın suyunun suyu.
Sermɑyeyi kediye yüklemek.
Ağɑçtɑn öteye yol gider.
Düşmeseydim zɑten inecektim.
Buyurun cenɑze nɑmɑzınɑ.
Yiğidin mɑlı göz önünde gerek.
El, elin eşeğini şarkı söyleyerek arar.
Düşmeseydim zaten inecektim.
Damdan düşenin halini, damdan düşen bilir.
Bizde kibir yoktur, dağ yürümezse abdal yürür.
Ben neredeysem, dünyanın ortası orasıdır.
Allah’a karşı borcu bunca yılda ödeyen. Bana olan o borcu ödemez ebediyen..?
Haftaya vereceksen eğer al demiş malımı. Doldurmuş dört beş kilo, bu kez sormuş tatlımı.
At yarasaydı, sahibine yarardı.
Bir gün Hoca eşeğini kaybetmiş. Aramadık yer, sormadık insan bırakmamış ama ne olmuşsa olmuş,bulamamış eşeği. Oturup derdine yanacak yerde, bu hale de şükretmeye başlamış. Komşuları: -Bre Hoca,,, canın sağ olsun ama, neticede eşekten oldun, şükredecek ne var bunda?†demişler. Hoca cevap vermiş: -A komşular, ben şükretmeyim de, kimler şükretsin, ya ben de eşeğin üstünde olsaydım!
Nasreddin Hoca bir gün pazarda dolaşırken Adamın Biriyanına yaklaşıp: – Hoca efendi bu gün ay kaça geldi? demiş. Hoca da adama cevap vermiş: – Valla bilmiyorum. Bugünlerde hiç ay alıp satmadım.
Nasreddin Hoca’ya dert yanıyorlar: Yahu Hoca senin karın çok geziyor. Hoca: … Olur mu canım? O kadar gezse arada bir bizim eve de uğrardı.
Nasreddin Hoca, bahçesindeki incirleri satmak için pazara gider o sırada bir kadın veresiye verirse alacağını söyler. Hoca kabul eder, bir tane inciri de kadına uzatır. Kadın almak istemez. Altı sene önce tutamadığı bir günlük orucun borcunu ödediğini, oruçlu olduğunu söyler. Hoca satmaktan vazgeçer ve şöyle der: “Öyleyse hanım sana incir veremem. Allah’ın alacağını altı senede ödeyen kişi kulun alacağını kim bilir ne zaman verir!”
Nasreddin Hocanın kadılık yaptığı zamanlarda, bir adam tarafından bir köpek öldürülmüş. Bu suçundan dolayı o şahsı mahkemeye vermişler. Gün gelince mahkeme salonu tıka-basa dolmuş tabii. Salonu dolduranların gürültü yapmaları dolayısıyla rahatsız olan devrin kadısı Nasreddin Hoca, sinirlenerek şöyle demiş:
“Bu kalabalık da neyin nesi? Yahu! Siz dışarı çıkın da ölenin akrabalarından kimler varsa onlar gelsin içeri.”
Nasreddin hocanın kadılık yaptığı zamanlarda bir adam oruç yiyen birini itip kakarak Hoca’nın huzuruna getirir. Hoca, getiren adama hapis cezası verir. Adam şaşkındır: “Hocam cezamı anlıyorum fakat adamın hiç mi suçu yok?” deyince Hoca: “Evladım ben bu şehrin kadısıyım, buranın düzenini bozduğun için sana ceza veriyorum. Hâlbuki getirdiğin kişi dinin kaidelerini bozdu. Ben ahiret kadısı değilim. Onun hükmünü, cezasını Mevlâ verecek” der.
Post Top Ad
Responsive Ads Here
12 Nisan 2019 Cuma
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Post Bottom Ad
Responsive Ads Here
Author Details
Templatesyard is a blogger resources site is a provider of high quality blogger template with premium looking layout and robust design. The main mission of templatesyard is to provide the best quality blogger templates which are professionally designed and perfectlly seo optimized to deliver best result for your blog.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder